25 Mart 2009 Çarşamba

Hayat hayattır


O kadar kasvetli yazılardan sonra insan gerçekten bir ışık arar oluyor. Ama hep hayattaki olaylar bir oyun ve kendini kör karanlık zindanlara attığında bir ışık beliriyor. Galiba bu da oyunun bir parçası. Bir gün önce ağladığın gözlerle bugün ışık saçabiliyorsan ve kalbinin yeniden attığını hissediyorsan demek ki hayat yeniden sana bir oyun hazırlamış. Böyle zamanları seviyorum. Yazarken bile yüreğinizin yerinden çıkacağını hissetmek, haykırmak, gülmek, umut etmek, düşünmek, sevinmek, bazen karamsarlığa düşmek, yeniden gücü hissetmek, hayata kaldığın yerden devam etmek, yazmak, ders çalışmak, aynanın önünde daha fazla vakit geçirmek, kendini beğenmek baya bir süre unuttuğum duygulardı. Tanrının her zaman bir planı var galiba biz kuklaları için.
Bence insan bazı olayları bir kalıba sokmamalı yada isimlendirmemeli. Yaşıcaksın belki anı belki saniyeyi ama yaşıcaksın. Düşünme bakalım nasıl oluyor. Hayata birazda alaycı gözlerle bakmamız lazım gerçekten. Sınırlı hayatımızı sınırsız yaşamamız gerektiğini unutmamız lazım. Aslında bu demek değilki hayat güzeldir yada kötüdür. Dedim ya isimlendirmeye gerek yok hayat hayattır.